20 Eylül 2015 Pazar

Tercümenin önemi ve incelikleri üzerine

Akademik çalışma yapmanın yanında bir taraftan da ağır ağır tercüme yapmayı epeyce makul buluyorum. Çünkü İngilizce literatürden Türkçeye tercüme edilmesi gereken çok fazla harika eser var ve İngilizce literatürde her geçen gün bu gibi harika eserler basılmaya devam ediyor. Türkçe literatürün yazma eserlerden ziyade tercüme eserlerle gelişeceğini bu nedenle düşünüyorum. İngilizcede, sözgelimi, Afrika siyaseti üzerine harika bir eser varsa, bence yapılması gereken, bu alanda bir eser yazmaktan önce bunu dilimize çevirmek. Oradaki buraya aktarılmadan neden eser yazılmaya çalışılıyor, doğrusu pek anlamıyorum. İngilizce yazındaki onca fevkalade kitap dururken Türkçede her gün onlarca daha düşük kalitede kitap yayınlanması üzücü.

Bilimsel bir alandaki literatürü tek parça olarak değerlendirirsek, literatürü dillere ayırmazsak, aslında, bu literatüre birşey katmayan eserlerin anlamsız olduklarını söyleyebiliriz. Mesela, antropoloji alanında herhangi bir ayrım yapmadan dünya literatüründe 10,000 birim bilgi ve fikir varsa, ve sözgelimi Türkçe yazılan yeni bir eser bu 10,000'lik birikimin orasından burasından 750'lik bir kısmını içeriyorsa ve başka bir meziyeti yoksa, bu eserin varoluş amacı nedir? 10,000'lik birikimi, lafın gelişi 10,010 yapmayacaksa neden yazılır? Bunun yerine yabancı dildeki kaliteli ve mukabil bir eser, hatta belki bir makale, tercüme edilse en azından birşeyler üretilmiş olmaz mı?

Sadede gelecek olursam, demem o ki, tercüme yapmayı fevkalade önemli ve hatta neredeyse İngilizceyi iyi bilenlerin bir görevi gibi görüyorum. Zaten İslam'ın ilk dönemindeki bilimsel parlama, büyük oranda Yunan, Hint ve Latin eserlerinin Beytü'l-Hikme çatısı altında Arapça'ya tercüme edilmesi sayesinde başarılmış. Sadece bir tek tercüman, İbni İshak, 100'den fazla eser çevirmiş. Var olanı tekrar keşfetmeye gerek yok. Silsile, önce var olan birikimi kendi diline aktarmak, sonrasında bu birikimi hazmetmek ve en son bunun üzerine yeni bireyler koymak şeklinde ilerliyor. Bir tarafta avuçlanması gereken koca bir yığın dururken, onu görmezden gelip zerre miskal üretim yapmaya çalışmak oldukça şaşırtıcı. O nedenle tercümanlara karşı pek büyük bir saygı besliyorum.

Öneminin yanında tercüme, kanımca aynı zamanda pek keyifli bir iştir de. Birazcık motor tamirine benzeyen -kelimeyi sök, tak çıkar- tarafı, evet, var, ve bu biraz can sıkıcı. Ama o kelimelerle oynamak insanın beyniyle oynamak gibi değil midir? Bir yere koyacağın kelimeler yelpazesi içinden seçeceğin bir kelime ile düşünceyi istediğin mecraya çekmek, açık bir güç değil midir? Evet, bence tercüman epeyce güçlü bir adamdır. Şimdi, mesela, Aziz Yardımlı'nın öz Türkçe Kant tercümeleri ile Atilla Yayla'nın yemeyip yanında yatılası Hayek tercümeleri bir mi? Luther'in Latince'den Almanca'ya İncil tercümeleri bu konuda belki en iyi örnek. Latince "ecclesia" kelimesi, aslında Yunanca'da şehir devletlerinin küçük meclisleri, toplantı yerleri anlamına gelen ekklesia kelimesinden gelme. Luther bunu tutmuş, Almanca kilise (Kirche) olarak değil de Gemeinde, Gemeine veya Versammlung (sırasıyla Cemiyet, Cemaat ve Toplanma) şeklinde çevirmiş. Yani İncil'de papalığın iddia ettiği gibi bir Katolik Kilisesi yok diyor. Ya da Almanca'daki Wort (Kelime, Tanrı Kelamı), Antwort (Cevap) ve Verantwortung (Sorumluluk, Dini Vecibe); rufen (çağırmak [vocate]) ve Beruf (meslek, Dini Çağrı [vocation]) gibi bütün bir halkın anlam dünyasını yeniden şekillendirme amacına matuf ilginç bağlantılar, hep Luther'in İncil'i bu şekilde tercüme etmesinin ve Almanca ile amacı doğrultusunda zekice oynamasının eseri. Weber, Dawson ve Troelsch bunları detaylıca anlatırlar. Hatta evvel zamanda birisi, sanırım John Dewey veya John Foxe, Protestan Reformasyonu büyük oranda ve aynı zamanda bir tercüme hareketidir demişti. Tercüme bu nedenle gizil-güçlü. Bu nedenle de keyifli. Nihayetinde gerçekten yumuşak insan beyninin ince kıvrımlarıyla oynama söz konusu.

Aslında bu yazıyı bu kadar uzatmak istememiştim. Yazının başlığı da Tercümede Eşdeğerlilik idi. Ama laf lafı açınca başlığı değiştirdim. Tercümede eşdeğerlikten kastım ise, İngilizce'den Türkçe'ye tercümede kelimelerin tam eşdeğerini bulabilmek. Mesela notorious, kötü anlamda meşhur demek. Bunu ünlü ya da meşhur şeklinde çevirmeyip adı çıkmış demek daha doğru. Bu gibi incelikli karşılıkları bulmak zor olduğundan yardımınızı da beklerim. Aşağıda bunun gibi aklıma gelen birkaç kelimeler var. Bazısının eşdeğerini karşısında aklımca yazdım, bazısını hala bulamadım. Bulan varsa ve yazıverirse veya mantıklıca uydurabilirse memnun olurum. Aklıma geldikçe buraya bu kelimeleri kaydetmek istiyorum:

notorious: adı çıkmış (meşhur veya ünlü değil)

depend: (bazen) bel bağlamak (denilebilir, çünkü ingilizcede pekçok güvenmek anlamına gelen kelime ve, bu, tercümede tekrara düşmeye neden oluyor.)

consideration: mütaala (düşünme değil)

catalyst: ? (hızlandırıcı ?, veya katalizör ?, ı-ıh, başka bişey olmalı)

frustrated: ???

4 yorum:

  1. İsmail Hocam,

    -consideration, mütaala dediğin gibi ya da telakki ya da mülahaza.. fakat genel itibariyle düşünmenin daha dikkatli olmasını gerektiren ve anlık değil de uzun bir süre düşünülmeyi gerektiren durumlarda bu ifade kullanılır

    -depend sözcüğü biraz da yanında ''depend on (isim,ifade,kalıp)'' olunca daha güzel oluyor (örneğin depend on reference) ve ilk anlamı 'bağlı olmak' şeklinde, ikinci anlamı güvenmek şeklinde o da daha çok 'rely on' şeklinde kullanılan ifadenin yerini alabiliyor diyebiliriz (örneğin depend on her vb)

    -catalyst aslında dediğiniz gibi hızlandırıcı anlamı var, biraz da mecaz anlamda kullanıldığında konunun daha iyi kavranılması açısında elimizde iyi sebeplerin varolması anlamında kullanılabilir

    -frustrated bir şeyi başaramayınca yaşamış olduğu duyguyu dışa vurma hali, hüsrana uğramak, istediği şeye ulaşamamak gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Musa hocam, fikirler için teşekkürler.

      Mesela "consider" kelimesinin üzerinde biraz durmaya çalışalım o zaman. İngilizcede "bir miktar düşünmek, uzunca düşünmek, üzerinde kafa yormak" anlamındaki kelimeler, en çok kullanılandan başlayarak sayarsak, şunlar: "consider, contemplate, meditate, reflect, cogitate, ponder, deliberate."

      Türkçede ise aynı anlamdakiler şunlar: "mütaala etmek, kafa yormak, tedebbür etmek, tefekkür etmek, (isim halinde) mülahaza."

      Şimdi iş şurada: Bunca kelimenin hiçbirinin bir diğerinin kat'i olarak eşdeğeri olduğunu söylemek mümkün değil. Çünkü, bir Arap atasözünün dediği gibi, "tüm tercümeler haindir (kullu tercumetun khainun.)" Yani %100 eşdeğer yok, tamam. Ama en azından en yakın anlamlılarını birbirleriyle denkleştirmeye çalışırsak nasıl bir permütatif hesaba girişmemiz gerekir?

      İkinci olarak, frustrate kelimesine en yakın anlamlı Türkçe kelimeyi bulan olursa gerçekten büyük bir iş başarmış olacak. Anlamı belli ama bu anlamı hangi "bir veya birkaç adet" Türkçe kelimenin içine sıkıştırabiliriz?

      Sil
  2. İsmail hocam, aslında çok kıymetli bir konuya atıfta bulunuyorsunuz. Cidden hepimizin hayrına iyi sonuçlar verecek bir konu.

    Bu konuda biraz da dilbilimcilere ihtiyaç var.

    En büyük sıkıntımız sizin de dediğiniz gibi, tercüme yapılırken nokta atışı yapmamak, var olan çoğu türkçe çeviri siteleri bu durumu daha da kötü hale sokuyor. Biraz da anlamı daha kapsayıcı olan ve anlatılmak isteneni net olarak tarif edebilecek sözlerin günümüzde unutulması, bilinmemesi de buna yol açıyor.

    Ama belki de yapılması gereken şu olabilir, bu yolda daha ince düşünmek daha dikkatli çalışmak bir şeyler ortaya çıkarmak adına anlamlı olabilir. Tıpkı sizin yaptığınız gibi.

    YanıtlaSil
  3. Betway - How to register and play in India
    How to register in planet win 365 Betway. Learn about the registration process, betway registration and registration. Find out more about the registration process.How to Register betway and 1xbet Play in India?

    YanıtlaSil